İstanbul’un simgelerinden biri olan Ayasofya, tarihi ve kültürel önemiyle her yıl milyonlarca turisti ağırlar. Ancak, geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay, Ayasofya'nın tarihi dokusuna ciddi bir darbe vurdu. Bir kişi, dinsel bir seremoninin gerçekleştiği sırada Ayasofya’nın kapısını kırma eyleminde bulundu. Bu skandal, sadece güvenlik açığını gözler önüne sermekle kalmayıp, aynı zamanda kamuoyunu da derin bir tartışma içine soktu. Olayın ardından yakalanan zanlı hakkında başlatılan yargı süreci sona erdi ve mahkeme, sanığa belirli bir süre hapis cezası verdi.
Olay, geçtiğimiz hafta, Ayasofya'nın yoğun ziyaretçi akınına uğradığı bir günde gerçekleşti. Sanık, içerideki güvenlik görevlilerini atlayarak doğrudan kapıya yöneldi. Birkaç saniye içinde kapının camlarının kırılmasına neden oldu. Sıra dışı bu davranış, anında sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Kullanıcılar, Ayasofya’nın tarihi yapısının zarar görmesini eleştirirken, güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiğini savundular. Temel bir kültürel miras olarak kabul edilen Ayasofya'nın, bu şekilde istismar edilmesi, pek çok kişi için kabul edilemez bir eylem olarak değerlendirildi.
Olayın ardından zanlı, hızla gözaltına alındı ve ardından mahkemeye çıkarıldı. İlk duruşmada, sanığın tavırları ve suçlamaları kabul edişi, hâkim üzerinde belirleyici bir etki bıraktı. Sanığın, eylemini herhangi bir ideolojik veya siyasi bir nedenden dolayı değil, sıradan bir anlık şok ve göz aldatmasıyla yaptığını ifade etmesi durumu değiştirmedi. Yapılan soruşturmalar ve güvenlik kamera görüntüleri, onun eyleminin önceden planlanmadığını gösterse de, mahkeme, bu tür davranışların kabul edilemeyeceği sonucuna vardı. Ayasofya'nın kapısını kırmaktan dolayı 1 yıl hapis cezası alan sanığın, karar açıklandığında şaşırdığı gözlemlendi. Ceza, gerekçeli karar ile birlikte, Ayasofya'nın bu tür eylemlerden korunması adına sembolik bir önlem olarak da değerlendirildi.
Bu olay, sadece bir kişinin suçu değil, aynı zamanda bir toplumun, kültürel mirasına sahip çıkıp çıkamayacağına dair bir tartışmayı da yeniden gündeme getirdi. İnsanlar, Ayasofya gibi tarihi bir esere duyulan saygının önemine vurgu yaparken, sosyal medyada #AyasofyayaSahipÇık hashtag'i ile farkındalık yaratmaya çalıştılar. Kültürel miraslarımızı korumanın, yalnızca devletin değil, her bireyin sorumluluğu olduğunu vurgulayan mesajlar, toplum içinde yayıldı.
Sonuç olarak, Ayasofya'nın kapısını kıran zanlıya verilen hapis cezası, bu tür eylemlere karşı toplumun ne denli duyarlı ve kararlı olduğunu göstermesi açısından büyük önem taşıyor. Haberin devamı olarak, Ayasofya’nın tarihi üzerinde uzunca süredir tartışmalar sürdürüldüğü biliniyor. Ancak bu tür provokatif eylemlerin, kültürel mirasa zarar vermekten başka bir sonuç doğurmayacağı bilimsel gerçekler ışığında da ortada. Bu olay sayesinde hem güvenliğin artırılması yönünde adımlar atılacağı belirtiliyor hem de toplumun tarihi ve kültürel değerlere olan hassasiyetinin bir kez daha hatırlanmış olduğu görülüyor.