Türkiye'de yaz aylarının gelmesiyle birlikte deniz sezonu açılmışken, bazı bölgelerde denize girmek yasaklandı. Bakanlık tarafından alınan bu kararlar, hem sürdürülebilirlik amacıyla hem de halk sağlığını korumak adına yürürlüğe girdi. Özellikle göz önünde bulunan 6 ilde, belirli alanlarda denize girmesi yasaklanan yerler belirlendi. Peki, bu yasakların arkasında yatan sebepler neler? Hangi iller ve ilçeler bu yasaktan etkilendi? Detaylarıyla bu konuyu ele alıyoruz.
Denize girmeyi yasaklayan kararların başında birkaç ana sebep yer alıyor. İlk neden, yoğun yağışlar sonucu meydana gelen deniz kirliliğidir. Bu durum, özellikle kıyı bölgelerinde yaşayanların sağlığını tehdit edebilir. Denizde oluşan pis su akıntıları, bakterilerin ve diğer zararlı maddelerin çoğalmasına da neden olabiliyor. Bu sebepten dolayı sağlık ekipleri, deniz suyu analizleri yaparak, kirliliğin belirli bir seviyenin üzerine çıkması durumunda halkı uyarmakta ve yasaklar getirmektedir.
İkinci önemli sebep ise, sahil bölgelerinde gerçekleştirilen inşaat projeleridir. Bu projelerin devam ettiği yerlerde, hem deniz dibinde hem de kıyı bölgelerinde dalış yapılması veya suya girmesi tehlikeli olabiliyor. Bazı bölgeler, güvenlik gerekçesiyle halka kapatılıyor. Ayrıca, doğal yaşamı korumak amacıyla belirli dönemlerde bazı sahillerin kapatılması da yasakların arasına girmektedir.
Bugün itibarıyla denize girmek yasaklanan iller ve ilçeler şunlardır:
Bu yasaklar, yalnızca can sağlığını korumakla kalmayıp aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik için de atılan önemli adımlardır. Her bireyin sağlıklı ve temiz suya erişmesi, hem bireysel hem de kolektif bir sorumluluktur. Yasakların nedenlerini dikkate alarak, halkın bu durumla ilgili bilgi sahibi olması büyük bir önem taşımaktadır.
Son olarak, bu yasakların geçici olabileceği ve deniz suyu kalitesinin düzelmesi, inşaatların tamamlanması gibi nedenlerle yeniden değerlendirmeye alınabileceğini belirtmekte fayda var. Özellikle tatil sezonunun yoğunluğuyla birlikte, halkın bu konulardaki duyarlılığının artması, hem çevre hem de sağlık açısından olumlu olacaktır.