Eski ABD Başkanı Donald Trump, 2017 yılında göreve geldiği ilk 100 günde, yalnızca Amerika'nın değil, dünyanın önemli ülkelerini ve politikalarını da derinden etkileyen birçok değişikliğe imza attı. Bu süreç, hem uluslararası diplomasi alanında hem de iç politikada dikkat çekici gelişmelere zemin hazırladı. Türkiye açısından da bu değişimler, ABD-Türkiye ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Özelikle Türkiye-Rusya ilişkilerindeki dinamiklerin değişimi ve Suriye politikası üzerindeki etkileri, Trump’ın yönetiminde şekillenmeye başladı. Bu dönemde yapılan stratejik hamleler, Türkiye’yi hem bölgede hem de küresel ölçekte daha güçlü bir konuma taşıdı.
Trump’ın iç politikadaki hamleleri, sadece kendi ülkesinde değil, dünya genelinde yankı buldu. İlk 100 günü içerisindeki en önemli kararlarından biri, sağlık reformu ve ekonomik büyüme hedefleri üzerine yoğunlaşmasıydı. Reform planlarının yanı sıra, Trump’ın vergi indirimleri ve istihdam artırıcı politikaları, Türkiye gibi ülkelerin de dikkatini çekti. Zira, bu tür ekonomik politikalar, Türkiye’nin yapacağı ticaret anlaşmalarında ve yatırım planlarında yeni fırsatlar sunma potansiyeline sahipti.
Bunun yanı sıra, Trump yönetiminin göçmen politikaları, dünya genelindeki göçmen akınlarını ve bunun beraberinde getirdiği siyasi tartışmaları etkileyerek uluslararası ilişkileri doğrudan biçimlendirdi. Türkiye, Ortadoğu’da önemli bir mülteci merkezi haline gelmişken, Trump’ın bu konudaki tavırları, Türkiye’nin Batı ile olan ilişkilerini yeniden değerlendirmesini gerektirdi.
Trump’ın Suriye politikası, Türkiye-Rusya ilişkilerini de etkileyen önemli bir unsurdu. İlk 100 gün içerisinde, Trump’ın Esad rejimine olan tutumu, özellikle Türkiye’nin Suriye politikasıyla çelişiyordu. Türkiye, kendi sınır güvenliğini sağlamak amacıyla Suriye topraklarındaki PKK/YPG varlığına karşı mücadele ederken, Trump’ın bu duruma verdiği tepki, Ankara’nın stratejilerini yeniden gözden geçirmesine neden oldu.
Trump, Suriye’de ABD askerlerini çekme kararı aldığında, Türkiye’nin bölgedeki rolünü ve askeri gücünü artırma fırsatı sundu. Türkiye, bu bağlamda askeri operasyonlarını genişleterek Fırat’ın doğusunda ve batısında etkisini artırmayı hedefledi. Bu süreç, Türkiye-Rusya ilişkilerinde de daha derin bir iş birliği ve diplomasi gerektiren bir durum oluşturdu. İran'ın Suriye'deki varlığı ve bununla birlikte çözüm sürecine dair yeni dinamikler, Trump’ın bölgedeki hamlelerinin ardından hız kazandı.
Sonuç olarak, Trump’ın başkanlığının ilk 100 günü, özellikle Türkiye için büyük siyasi değişimlerin ardından gelen bir dönem oldu. Türkiye’nin içeride ve dışarıda izlediği stratejik politikalar, ABD ile olan ilişkilerini, Avrupa ile olan bağlarını ve Orta Doğu’daki konumunu etkiledi. Trump’ın sunduğu yeni politikalar ve diplomasi, Türkiye’nin uluslararası alandaki güç dinamiklerini de değiştirdi. Gelecek yıllara bakıldığında, bu değişimlerin Türkiye üzerindeki etkileri ve sonuçları derinlemesine analiz edilmeye devam edecek.