Havaların mevsim normallerinin üzerinde yağış almasına neden olan iklim değişikliği, Türkiye’nin özellikle iç bölgelerinde ciddi doğal felaketlere yol açmaya devam ediyor. Son günlerde, Konya ve Ankara'da etkili olan sağanak yağışlar, sel felaketi ile sonuçlandı. Bu durum, hem tarım alanlarının hem de şehir altyapısının büyük zarar görmesine neden oldu. İç Anadolu'nun tarım açısından önemli merkezlerinden olan bu iki şehirde yaşanan felaket, yerel halkı derinden etkiledi.
Konya ve Ankara'nın belirli bölgelerinde aniden bastıran sağanak yağışlar, kısa sürede sel sularının yükselmesine yol açtı. Özellikle tarım arazilerinin büyük bölümünün su altında kalması, çiftçilerin hasat dönemini tehdit eder hale geldi. Tarımdan geçimini sağlayan birçok çiftçi, ürünlerinin su altında kalması nedeniyle büyük kayıplar yaşadı. Özellikle mısır, buğday gibi ana tarım ürünleri, sel sularının etkisiyle hasar gördü. Konya Ovası'nda meydana gelen bu durum, sadece şu anki mahsulleri değil, gelecekteki üretimi de olumsuz etkileme potansiyeline sahip.
Ankara'nın çeşitli mahallelerinde ise sel, altyapıda ciddi hasar oluşturdu. Yolların kapandığı, köprülerin hasar gördüğü ve bazı bölgelerde elektrik kesintileri yaşandığı bildirildi. Bu durum, yerel yönetimlerin acil müdahale gerektiren bir duruma maruz kalmasına neden oldu. Selin ardından belediye ekipleri, hasar tespit çalışmalarına hızlı bir şekilde başladı ve vatandaşların güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almaya çalıştı. Ancak, bu felaketin ortaya çıkardığı sorunlar, sadece fiziksel hasar ile sınırlı kalmadı; birçok evin bodrumlarını su bastığı için maddi kayıplar yaşandı.
Yaşanan selin ardından Konya ve Ankara'nın yerel yönetimleri, durumu kontrol altına almak amacıyla hızlı bir şekilde harekete geçti. Acil durum ekipleri, yaralıların tespit edilmesi ve ihtiyaçların karşılanması amacıyla çalışmalara başladı. Sosyal yardımlaşma ve dayanışma ağları devreye girdi. Ancak, yetkililer bu felaketlerin önüne geçmek adına altyapı yatırımlarına ve iklim değişikliğiyle mücadele politikalarına daha ciddi bir şekilde eğilmeleri gerektiğinin altını çizdiler. Uzmanlar, gelişen iklim koşullarına adaptasyonun önemine değinerek, sel felaketlerinin sıklığının artabileceği uyarısında bulundu.
Her ne kadar acil yardım çalışmaları ve hasar tespit işlemleri sürse de, yerel halkın duygusal durumu da göz önünde bulundurulması gereken önemli bir faktör. Çiftçiler ve ev sahipleri, yaşadıkları bu felaketin psikolojik etkileri ile başa çıkabilmek için destek arayışına girdi. Konya ve Ankara'nın yerel sosyal hizmet kurumları, felaketten etkilenen bireylere psikolojik destek sağlamak amacıyla hizmet projelerini hızlandırdı.
Sonuç olarak, Konya ve Ankara’da yaşanan sel felaketi, sadece tarım ve altyapı üzerinde değil aynı zamanda toplum yapısı üzerinde de derin etkiler bıraktı. Havanın belirsizleşmesi ve iklim krizinin yaşanması, bu tür doğal felaketlerin gelecekte daha sık yaşanabileceği anlamına geliyor. Yetkililerin ve toplulukların bu tür durumlarla başa çıkma kabiliyetini artırabilmesi için uzun vadeli planlamalara ihtiyaç olduğu aşikardır. Bu felaket, Komya ve Ankara’nın dayanıklılık kazanmaları adına bir fırsat olarak değerlendirilebilir; ancak ilk olarak yaşanan hasarın telafi edileceği bir süreç gereklidir.